MİZAHİ DÜŞÜNEBİLME SANATI

Her yeni gün, denge yeniden kurulur, kişi olumlu bakıyorsa hayata, terazisi  ağır basar. İstediklerinin olduğunu farkeder. Ama eğer olumsuzsa, denge çizgisinin çok yukarılarında kalır kişi.Ağır basan başka biri vardır. Onun mutluluğu çevresindekileri rahatsız eder.

İçlerinde kötülük olmayan, merhametle donanmış bir insan kitlesinden bahsedeceğim size; Karıncayı incitmeyen bu insanlar, sık sık havanın ne kadar güzel olduğunu söylerler, çevresindekilere iltifat ederler, yüzleri hep güler, selam vermeden geçmezler, haksızlığa da gelemezler, yardıma ihtiyacı olan insanların yanındadırlar, böyle bir insan olmak onun için kolaydır, çünkü O zaten budur.
Aslında farkındadırlar. Türünün son örnekleri olduğunu düşünürler. Kendileri gibi bir insan ararlar. Buldular mı da klik olurlar.Sufizm kokan sohbetler başlar,Hayatı rengarenk yaşayabilen bu insanların çevresinde, nedense çok seveni olmaz.  Çünkü mutludurlar. Sorunları yoktur, farklıdırlar. Ve mizahı çok derinlerinde saklar, mizahi düşünürler.
Bunu başarmak. çok az insanın meziyetidir. Çoğu insan bu olamaz, olmaya çalışsa da ertesi gün kendi kimliğine geri döner. Mizacında mizah yoktur çünkü. Haset vardır, kıskançlık vardır. Bu duygulardan arınmaya çalışmayı bir kenara bırakın, kendilerinin farkında bile değillerdir. Aynaya bakmak akıllarına gelmez...
Kötülük kazanmaz maalesef. Terazinin tepesindedirler ama hayatın dibine çökerler. Ve sonra adaletsiz düzenden bahsederler.
................
Zenginlik önce içimizdedir. Herkes, ama yaşayan herkes bu meziyete sahip olabilse idi eğer; terazi dengede kalabilirdi....

0 yorum:

Yorum Gönder