MİM SORUSU:'KADINLARA SUNULMUŞ TEK GELECEK EVLİLİK MİDİR ?'

Evlilik bir mecburiyet midir?
Evlilik, her genç kızın arzusudur aslında, her ne kadar 'bekarlık sultanlıktır', 'Evlenmesi bir alacakuş, geçinmesi bora ile kış' gibi atasözlerimiz var ise de;'Çok koca seçen kız, kelle evlenmek zorunda kalır' gibi bir atasözümüz de mevcuttur.
'Kızını fırsat bulunca, oğlunu canı isteyince evlendir' atasözümüz de, aslında kız annelerinin bilinçaltını açık bir şekilde ifade etmektedir.
Ah kız anneleri; yaş biraz geçince, evde kalacaksın edasıyla bakarlar kızlarının  gözlerine, ama ağızları tatlı konuşur genelinin. Çünkü kızlarının mutluluğunu da isterler.
Peki ya beyefendiler?
Ayh, onların işi hep kolay oldu zaten. Onlar 35 yaşında evlendiklerini, çok gezip gördüklerini ballandıra ballandıra anlatırlar evli erkek arkadaşlarına, evli beyefendilerin de ağızlarının suyu akar. Ağzından bal damlıyordur bu bekar arkadaşlarının.
Tek geleceğimiz evlenmek midir? Kalıpların dışında düşünmek suç mudur? Bırakın mecburiyeti, aslında hepimizin içinde kaynar bir kazan fokurdar. Aşık olmak, aşkınla bir yuva kurmak, pembe panjurlu ev, babasına benzeyen bir erkek çocuğu hayali mevcuttur beyinlerimizin sol sütununda, ama maalesef bunu bastırırız. 'Önce kariyer' 'Evlilik bana çok uzak geliyor' gibi cümleleri önümüze siper ederiz.
Bunlar da hayatın bizden beklentileridir aslında. Hayat bizi yönlendirmektedir. Hayata karşı yeniğiz. O nedenle, evlilik bize sunulmuş tek gelecektir, o nedenle, madem olacak; biz aşkımızla evlenmek istiyoruz. O nedenle hayallar kuruyoruz. İlk gecemizi bile evliliğe saklamış bireyleriz. Evlilik bizim tek geleceğimiz çünkü. Üretkenliğe karşı durgunluk yaşamamalı beyinlerimiz. Çünkü biz bu psikolojinin ağırlığıyla eziliriz...
Ve sonra, kadın evlenmeyi bekler. Erkek isteyince gelir alır. Kadın evlilik hazırlıklarına başlar, erkek zaten bir bekçi köpeği gibi(sevimlilerinden!) yapılması gerekeni yapar. Bu arada, kızcağızın giyim tarzından, erkek arkadaşlarıyla münasebetine kadar, her bir şeyini değiştirmesi gerektiğine vurgu yapar...
Ve sonra kız, bu adama aşık olur. Adam kıskanıyordur çünkü.
Yemişim kıskançlığını...;)
Aslında evlilik düzenli bir cinsel hayat için yapılmış bir uygulamadır. Erkek için ütü olayına kesin çözümdür.
Boşanmak için gerçekleştirilen bir eylemdir kimi için.
Kısacası evlilik,Simone De Beauvoir'in dediği gibi, geleneksel olarak kadınlara sunulmuş tek gelecektır. Bir çok kadın ya evlidir, ya bir zamanlar evlilik geçirmiştir,ya da evli olmadığı için acı çekiyordur.
Not: Bu konuyu paslamak istedim ben de;
Siz ne dersiniz?
Kuulumsu
İpek böceği
kahveli misbon
Fragile
elmyra
yakup
Aradia
Biricit
Şimdiden teşekkürler herkese...

KUULUMSU'MUN MİMİ

Yemek olsam ne yemeği olurdum?
Hafif bir tatlı olurdum.Mesela; ayva tatlısı. Bayılırım.






Müzik aleti olsam ne olurdum?
Keman olmak isterdim.
Neden mi?
Bi düşüneyim.
Buldummm.
Kimse elini ve ağzını sürmesin diye:))







Araba olsam hangisi olurdum?
Hem hızlı, hem gösterişli, hem de rahat olmayı kim sevmez ki?
BMW Z4 tabi ki.






Aylardan hangisi olurdum?
Aşk ayı olmak isterdim.
Aşkım'la  Kasım'da tanıştık.'''Kasımda aşk başkadır'''

Ayakkabı olsam hangisi olurdum?
Kırmızı, platform topuklu bir ayakkabı olurdum. Çok fazla değil arasıra giyilen... O nedenle hep yepyeni kalan...

Kıyafet olsam hangisi olurdum?
Rahat bir kıyafet olmak isterdim. Aklıma ilk gelen kot bir pantolon, ama en rahatından. Hiç üstünden çıkarmak istemeyeceğin cinsten.

Renk olsam ne olurdum?
En sevdiğim renk, kendimi bildim bileli kırmızıdır.

Hayvan olsam hangisi olurdum?
Güçlü bir kuş olmak isterdim. Uçmayı düşünmek beni heyecanlandırdı. Sadece 1 gün, kuş olmak isterdim gerçekten...

Şu anda okuduğun kitabın 137.sayfasında ne var?
Bir sohbet sırasında Arif Nihat Asya'ya ''eğilir, bükülür, katlanır,istenilen şekle kolayca sokulur bir camyapmışlar, duydunuz mu?'' diye sorarlar.
O da şu cevabı verir.
''Desenize,camı da kendimize benzettik!''
(Bilgelik Hikayeleri sayfa:137)