DEFNE



‘aa, Defne’ye ne olmuş, kuyruğu niye beyazlaşmış’
’benim saçlarım niye beyazlaşıyorsa’
‘Sen yaşlanıyorsun’
‘Defne de yaşlanmış’
………………
Defne bize bırakıldığı gün çok sağlıklıydı. Pırıltılı turuncu rengi, ve o ani dönüşleriyle, bu sıkıcı yaz gününde, stresimi üzerimden aldığı kesin. Ama sadece 1 gün. O da ilk geldiği gün.
Defne, arkadaşımın tatile çıkmadan önce, bana emanet ettiği, o küçük fanusunda coşkuyla dönen bir balık(tı).
Çok ta gönüllü değildim ona bakmaya, çünkü hayvan sevgisiyle dolup taşan bir yanım olmadığı ve daha önce hiç balık beslemediğim için, onu bir kenarda unutmaktan korkuyordum.
Unutmaktan korkma korkum yüzünden aklımdan çıkmadı Defne. Her sabah, arkadaşımın dediği şekilde yemini veriyordum. Hatta belki gece acıkır diye akşam da veriyordum. Arkadaşım, iki günde bir suyunu değiştirebileceğimi söylemişti. Bense her gün değiştiriyordum.Defne beni,sorumluluk sahibi bir balık bakıcısı yapmıştı.Ama sadece bu.Her sabah suyunu değiştirmek,sabah ve akşam 1 tane yem bırakmak.3 dakikamı almıyordu hepsi.
6 gün geçmişti aradan. Öğleden sonra telim çaldı. Arayan arkadaşımdı. Kızı Defne, balığını merak etmiş.2 gün sonra döneceklermiş.’Defne iyi, merak etmeyin’ dedim. Telefonu kapadıktan sonra, içim rahatladı.2 gün sonra özgürlüğüme kavuşacaktım.
Biraz Defne’yi izlemeye koyuldum. O da ne? Defne çok solgun bir turuncu renge dönüşmüştü, üstelik ilk günkü gibi hareketli değildi, kendini zor taşıyormuş gibi bir hali vardı.
Ben arkadaşımla konuştuktan sonra mı olmuştu her şey?
Hayır…
Sadece ben fark edememiştim.

Telefonum çaldı. Arayan kız kardeşimdi. Ona Defne’den söz etmiştim. Benimle epey bir kafa bulmuştu. Şimdi de onun kötü göründüğünden bahsetmiştim. Bana suyu çok değiştirmememi ve çok fazla yem atmamam gerektiğini söyledi. Bense, şaşkın bir ifade ile dinledim onu.
.Onunla ilgilendiğimi düşünüyordum. Ama Defneye şöyle bir bakmak aklıma gelmemişti.

Ve Defne o akşam öldü.
Ertesi gün eşimle Defneye çok benzeyen bir balık aldık, aynısı değildi. Dikkatli bakınca kuyruğu ele veriyordu çakma Defne olduğunu. Kuyruğunda hafif bir beyazlık vardı.
Arkadaşımı aradım. Defne’nin öldüğünü söyledim sıkılarak. Yeni bir balık aldığımızı da ekledim. Tepkisi tahminimden daha farklı oldu, epey bir güldü. Sonra beklediğim cevabı verdi:’Ne gerek vardı’
2 gün sonra kapı çaldı. Gelen Defne ve babasıydı. Defne heyecanla salona daldı. Cam fanusa iyice yaklaşarak sordu
‘'Aaaaa, Defne’ye ne olmuş, kuyruğu niye beyazlaşmış?’'

0 yorum:

Yorum Gönder