İstanbul'a giris kapısı
Ayrılanların ve kavuşanların mekanı..
Haydarpaşa göz yaşı, hıçkırıklar göz yaşına karışır.
Ya da kahkahalar duyulur inceden...
Ya yalnız dönülür, ya da sevgiliyle...
Umut, heyecan, hüzün gibi bir çok duygunun mekansal anlatımını barındıran Haydarpaşa gerçeğin ta kendisi aslında...
.............
Haydarpaşa Garı'nın denize bakan merdivenlerini, banliyö trenlerine koşuşturan insanlarını özleyeceğiz.
Ha bir de vapur düdüklerine karışan tren seslerini...Sadece biz değil, bi de güvercinler...
Yeşilçam filmlerinde köyden gelenlerin ellerinde bavullarıyla Haydarpaşa Garı'nın merdivenlerinden iniş sahnesi, şaşkın şaşkın etraflarına bakınışları yaşayacak hafızalarda..
***
Bir simit, bir çay ve deniz aslında özetler her şeyi...
***
Tarih olmamalı, tarihi kalmalı Haydarpaşa,
Umarım yıllar öncesinden beri konuşulagelen projeye kurban gitmez...
***
''Haydarpaşa Garı'nda
1941 baharında
saat on beş.
Merdivenlerin üstünde güneş
yorgunluk ve telâş
Bir adam
merdivenlerde duruyor
bir şeyler düşünerek.
Zayıf.
Korkak.''
Ah Nazım ah! Sen yıllar önce çözmüşsün meseleyi...